KURUCUMUZ MERHUM H.İBRAHİM ÇAKAN ANISINA
- Ana Sayfa
- KURUCUMUZ MERHUM H.İBRAHİM ÇAKAN ANISINA
Bir Hayat, Bir Duruş, Bir Marka
Kurucumuz Merhum H. İbrahim Çakan’ın Aziz Hatırasına
Bir Hayat, Bir Duruş, Bir Marka: Gürbulak’ın Temelleri
İlk Motorun Çalıştığı Gün...
Yıl 1952...
Motorun marşla değil, kol ile çevrilerek çalıştırıldığı zamanlar.
Çift şoför mahalli olan bir Austin marka kamyon, Doğu’nun tozlu yollarında bir hayali omuzluyor:
Taşımak. Ulaştırmak. Güven vermek.
O ilk kamyon sadece bir taşıma aracı değildi; bir vizyonun, bir duruşun ve geleceğe atılan cesur bir adımın simgesiydi.
Ve direksiyon başındaki o isim, bu hikâyenin kahramanıydı:
Merhum H. İbrahim Çakan.
Aziz Hatırasına...
Her başarı bir başlangıçla başlar.
Gürbulak Nakliyat’ın kurucusu Merhum H. İbrahim Çakan,
bir kamyondan fazlasını çalıştırdı o gün:
Bir ömrü, bir ahlakı, bir markayı.
Bugün bizler; onun bıraktığı değerlerle büyüyen,
o ilk kol çevrilişin sesiyle yol alan,
dürüstlüğü, emeği ve vefayı pusula edinen bir yapıyız.
Gürbulak sadece bir şirket değil,
onurlu bir hayatın somut mirasıdır.
Bir Ömürlük Yolculuk
Doğu Anadolu’nun geleneklerine bağlı bir coğrafyasında,
çocukların birlikte büyüdüğü, paylaşmanın esas olduğu kalabalık bir ailede dünyaya gelen H. İbrahim Çakan,
daha genç yaşlarda çalışmanın, üretmenin ve paylaşmanın değerini öğrenmiş;
bu değerlere hayatı boyunca sadık kalmıştır.
Motorlu taşıtların dahi yaygın olmadığı yıllarda,
yöresel taşımacılığı binek hayvanlarıyla ve ilkel taşıma araçlarıyla sürdüren H. İbrahim Çakan,
hem geçimini sağlamış hem de lojistik bilincinin ilk filizlerini yeşertmiştir.
Zorlu doğa koşulları, kıt kaynaklar ve imkânsızlıklar onun yolunu değil, azmini şekillendirmiştir.
Bir Kamyonla Başlayan Vizyon
İlk motorlu aracını aldığında, bölgesinde büyük bir ihtiyaca cevap verdi.
O günün şartlarında şoför mahalli önde, arka kasa ise hem yolcu hem de yük taşımacılığına uygun şekilde kullanılıyordu.
Bu nedenle, köy ile şehir arasında yalnızca insanları değil; malları, eşyaları, umutları da taşıdı.
Yolcu ve yük taşımacılığını bir arada yürüttü; hem ekonomik hem de sosyal bir hizmet sundu.
Ardından şehirler arası yük taşımacılığına adım attı. Ve nihayetinde uluslararası taşımacılığa...
Her adımında sadece kendi yolunu değil; çevresinin, bölgesinin ve ailesinin ufkunu da genişletti.
Tarihten Gelen Sorumluluk
Ailesinden gelen tarihi miras, onun vizyonuna güç katmıştır.
Amcası İsmail Hakkı Nalbantoğlu (1879–1936), 1919 Erzurum Kongresi’nde Diyadin delegesi olarak yer almış,
Cumhuriyet’in kuruluşuna katkı sunmuş değerli bir isimdir.
Bu miras, H. İbrahim Çakan için daima sorumluluk ve ilham kaynağı olmuştur.
Mersin’de Yükselen Bir Marka
1979’da ailesiyle birlikte Mersin’e göç eden Çakan,
bölgesel deneyimini uluslararası vizyonla harmanladı.
Liman şehri Mersin’in avantajlarını değerlendirdi;
hayal gücü, çalışma disiplini ve ticari sezgisiyle
Gürbulak markasını adım adım büyüttü.
Bugün saygı gören bu yapı, onun emekle ve onurla kurduğu temeller üzerinde yükselmektedir.
Onu Farklı Kılan Neydi?
Onun farklılığı yalnızca başarılarıyla değil,
karakteriyle insanlarda bıraktığı izle açıklanabilir.
Sözünün eri olması,
Karşılıksız iyiliği ilke edinmesi,
Vefayı bir yaşam şekli haline getirmesi,
“Bana değil, kendinize çalışıyorsunuz.” diyerek emeğe saygıyı aşılaması...
“Bıro” lakabıyla anılan H. İbrahim Çakan,
bu samimi hitapla bir neslin hafızasında yer etti.
Doğu Anadolu’da “Bıro”, yalnızca İbrahim ismine değil,
kardeşliğe, içtenliğe, gönül bağına yönelik söylenmektedir.
Bir Yaşam Öğreticisi
Kendisi için hiçbir şey istemez; çevresi için her şeyi yapardı.
Paylaşmayı severdi.
Daima veren tarafta olurdu.
Karşılık beklemeden, içtenlikle yardım ederdi.
Konuşmalarında atasözlerine yer verir, yaşanmış hikâyelerle yol gösterirdi.
Aracının bakımını kendi yapar, gerektiğinde motoru söker bilgiyle yeniden kurardı.
Onun felsefesi hep şuydu:
“İmkân yoksa, bilgiyle ve emekle aşılır.”
Ve çocuklarına daima şu öğüdü verirdi:
“Kendinizden üstün kişilerle dostluk kurun; sizi geliştiren, ufkunuzu açan arkadaşlıklardan yana olun.”
Bu söz, onun yalnızca bir baba değil;
hayat rehberi olduğunu gösteren en güçlü cümlelerden biridir.
Kurucumuzun Ardından
Bugün elimizde yalnızca bir şirket değil;
yaşam felsefesiyle yoğrulmuş bir değerler sistemi, bir vicdan mirası vardır.
Vefa, onun yaşamının merkezindeydi.
Paylaşmak, hayat tarzıydı.
Karşılıksız iyilik, doğal haliydi.
Onurlu duruşu, çevresinde bir güven duvarı örmüştü.
Gürbulak ailesi olarak bizler;
Merhum H. İbrahim Çakan’ın azimle, alın teriyle ve gönül bağıyla kurduğu bu yapının taşıyıcılarıyız.
Bize bıraktığı en büyük miras:
Dürüstlük, çalışkanlık, vefa, insaniyet ve söze sadakatle kurulu bir hayat anlayışıdır.
Gürbulak: Yaşanmış Bir Hayatın Markasıdır
Gürbulak markası, sadece bir lojistik firması değil;
bir insanın karakteriyle, emeğiyle ve değerleriyle yazdığı kalıcı bir hayat hikâyesidir.
Bugün bizler — ikinci ve üçüncü kuşak temsilcileri olarak — bu mirasın yalnızca yöneticisi değil,
vicdani taşıyıcılarıyız.
Kurucumuzun adalet, çalışkanlık, vefa ve insan sevgisiyle kurduğu bu yapıyı;
aynı ilke ve inançla büyütüyor, her adımda onun izinden yürüyoruz.
Gürbulak, bugün onlarca çalışanı, yüzlerce aracı, farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketleri ve güçlü iş ortaklıklarıyla
büyük bir aileye dönüşmüş durumdadır.
Bu aileyi ayakta tutan şey, sadece başarı değil; birlikte emek vermek, birlikte başarmaktır.
Ve bizler, yalnız bugünü değil;
bizden sonra gelecek kuşakları da bu değerlere bağlı yetiştirmek, onları bu bilinçle donatmak için çalışıyoruz.
Çünkü biliyoruz ki:
Gerçek miras, bırakılan değerlerle ölçülür.
Gürbulak olarak bu değeri,
saygıyla, sorumlulukla ve gönülden
geleceğe taşımaya devam ediyoruz.